Hayat !
Yaşam dedikleri bir OYUN SAHNESİYMİŞ; her gün YİNE, YENİDEN OYNANAN !
En sızılı zamanlarda, yaralar çatlamaya başlar defalarca kabuklaşmaktan.
Kanar, içten içe kavrularak buz tutar ve hastalığın adı HAYAT konulur.
Bir seyir, bir duyum, bir duyumsama...
Adını sen koy denilen DERİN BİR YAŞANMIŞLIK ki çoğu zaman YAŞANAMAMIŞLIKTIR BU OYUN !
Yaşam dedikleri bir OYUN SAHNESİYMİŞ; her gün YİNE, YENİDEN OYNANAN !
En sızılı zamanlarda, yaralar çatlamaya başlar defalarca kabuklaşmaktan.
Kanar, içten içe kavrularak buz tutar ve hastalığın adı HAYAT konulur.
Bir seyir, bir duyum, bir duyumsama...
Adını sen koy denilen DERİN BİR YAŞANMIŞLIK ki çoğu zaman YAŞANAMAMIŞLIKTIR BU OYUN !
Bir noktadan başlayan çizim gibidir, nokta ile başlayıp seyr-i alemde şekil bulan.
Çocukluğumuzun tozlu sıralarında bıraktığımız, her defasında cevabını bulmakta zorlandığımız matematik problemidir.
Sonsuza eşitlenen eşitsizlikler gibi hep sıfırdır aslı !
Pembe mavi çocuk kitaplarıdır bir çok kez okunan, kulağımıza fısıldanan prens, şövalye kurgusudur masal olan.
Tanımların anlamını kavradığımız noktalarda, her manaya yeniden tanımlandırma yapılan sözcüklerdir, sayfalara esir !
Bir minareden farksızdır hayat, tutulup kalmıştır bir yerlerde ya da birilerinin yüreklerinde !
Dikildiği yerde, ne dal verir, ne budak; beş vakit yankılan ezan sesine mabeddir ancak.
Trenlere yoldur, yöndür.
İki ayrı rayın ortak noktaları olmasına rağmen, hep farklı şehirlere gitmesidir ruhların;
RUH EŞİ ARAYIŞLARI BUNDANDIR !
Çocukluğumuzun tozlu sıralarında bıraktığımız, her defasında cevabını bulmakta zorlandığımız matematik problemidir.
Sonsuza eşitlenen eşitsizlikler gibi hep sıfırdır aslı !
Pembe mavi çocuk kitaplarıdır bir çok kez okunan, kulağımıza fısıldanan prens, şövalye kurgusudur masal olan.
Tanımların anlamını kavradığımız noktalarda, her manaya yeniden tanımlandırma yapılan sözcüklerdir, sayfalara esir !
Bir minareden farksızdır hayat, tutulup kalmıştır bir yerlerde ya da birilerinin yüreklerinde !
Dikildiği yerde, ne dal verir, ne budak; beş vakit yankılan ezan sesine mabeddir ancak.
Trenlere yoldur, yöndür.
İki ayrı rayın ortak noktaları olmasına rağmen, hep farklı şehirlere gitmesidir ruhların;
RUH EŞİ ARAYIŞLARI BUNDANDIR !
Tekerrür eden zamanda, ne giden memnundur ne kalan !
HEP BİR ŞEYLER EKSİKTİR HAYATLARDAN !
Her zaman farklı gibi görülür ama aynı ÇIKMAZ SOKAĞA vardığımız kaçışlarımızdır, mütenahi !
Kim bilir, fethedilen yolların kendisidir belkide; ne FATİH'i OLABİLDİĞİMİZ ne SAHİBİ !
Belki de her zaman misafirlerimize sakladığımız, tiril tiril ütülenmiş, bembeyaz, misler gibi deterjan kokan dantellerimizdir, ilmik ilmik işlenen.
Her daim kenar vitrininde duran bir fincandır; özenle saklanan, sevdiğimiz, değer verdiğimiz, dokunmaya kıyamadığımız...
Yaşanılası, heyecanla ara ara yolculuğuna çıktığımız sandıklardır; naftalin kokularıyla açılan, gizli saklı sırlar misali...
Bir bardak çay aslında; dost muhabbetine amade, ağır aksak ateşlerde demlenen.
Uzaklardan, yakınlardan, gelenlerden, gidenlerden, aşağılardan, yukarılardan, her şeyden birşeyi bulanan...
Hep bıkmadan anlatılan, tanımları tükenmeyen, her seferinde yeni bir keşif...
HAYAT İŞTE, HAYAT !
HEP BİR ŞEYLER EKSİKTİR HAYATLARDAN !
Her zaman farklı gibi görülür ama aynı ÇIKMAZ SOKAĞA vardığımız kaçışlarımızdır, mütenahi !
Kim bilir, fethedilen yolların kendisidir belkide; ne FATİH'i OLABİLDİĞİMİZ ne SAHİBİ !
Belki de her zaman misafirlerimize sakladığımız, tiril tiril ütülenmiş, bembeyaz, misler gibi deterjan kokan dantellerimizdir, ilmik ilmik işlenen.
Her daim kenar vitrininde duran bir fincandır; özenle saklanan, sevdiğimiz, değer verdiğimiz, dokunmaya kıyamadığımız...
Yaşanılası, heyecanla ara ara yolculuğuna çıktığımız sandıklardır; naftalin kokularıyla açılan, gizli saklı sırlar misali...
Bir bardak çay aslında; dost muhabbetine amade, ağır aksak ateşlerde demlenen.
Uzaklardan, yakınlardan, gelenlerden, gidenlerden, aşağılardan, yukarılardan, her şeyden birşeyi bulanan...
Hep bıkmadan anlatılan, tanımları tükenmeyen, her seferinde yeni bir keşif...
HAYAT İŞTE, HAYAT !
BİR DAHA Kİ SEFERE SEBEP OLAN,
ÖZEL,
ÖZNEL,
SÖZEL,
İŞTE ÖYLE BİRŞEY !
ÖZEL,
ÖZNEL,
SÖZEL,
İŞTE ÖYLE BİRŞEY !
